Bu yıl 2’ncisi düzenlenen Uluslararası Din Araştırmaları ve Küresel Barış Sempozyumu Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’da gerçekleştirildi.
Türkiye İmam Hatipliler Vakfı (TİMAV), Necmettin Erbakan Üniversitesi, Selçuk Üniversitesi, Bosna Hersek İslam Birliği, Saraybosna Üniversitesi işbirliği ve Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı VE Selçuklu Belediysi’nin katkılarıyla düzenlenen sempozyumun Gazi Hüsrev Bey Kütüphanesi’ndeki açılış törenine TİMAV Genel Başkanı Ecevit Öksüz, Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ramazan Altıntaş, Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Muhiddin Okumuşlar, Saraybosna Üniversitesi İslam Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zuhdija Hasanovic, akademisyenler, uzmanlar, Selçuklu Belediyesi Gençlik Meclisi üyeleri ve öğrenciler katıldı.
TİMAV Genel Başkanı Başkanı Ecevit Öksüz, ilkini 2013 yılında Konya’da düzenledikleri sempozyumun ikincisini Saraybosna’da düzenleme kararı aldıklarını belirterek, sempozyum boyunca küresel barışın tesisinde sivil toplum kuruluşlarının etkisi başta olmak üzere özellikle barışın tesisinde dinin rolü ile bir çok konunun müzakere edildiğini ifade etti.
Müslüman toplumların dünyanın farklı bölgelerinde birçok hukuksuzluk ve adaletsizlikle mücadele ettiğini söyleyen Öksüz: “Yakın tarihimiz içerisinde Bosna Hersek de böyle bir mücadelenin zaferle neticelendiği sembol ülkelerden bir tanesi oldu. Özellikle Avrupa bölgesinde hukuksuzluk ve zulme karşı Bosnalı kardeşlerimizin verdiği mücadele oldukça manidardır ve Bosna bizim için bu anlamda çok kıymetli bir ülkedir, işte bu sebeple dini araştırmaları ve küresel barışı konu alan bir sempozyumun Bosna’da düzenlenmesi de ayrı bir önemi haizdir. Bu anlamda Bosna’nın Bilge Komutanı Aliya’yı, Fatih Sultan Mehmed’i rahmet ve minnetle anarken, ümmetin son dönemdeki sesi olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı da Bosna’dan selamlıyorum” ifadelerini kullandı.
Öksüz, önümüzdeki yıl sempozyumu İspanya’da, bizim gönlümüzde Endülüs olarak var olan bir coğrafyada düzenlemeyi planladıklarını aktararak, dinlerin ruhunda insanlara zulmetmek olmadığını söyledi.
Barış Ve Huzurun Tesis Edilmesi ve İnsanların Dünyevileşmesinin Karşısında Din Ortak Bir Çözümdür
Müslümanlığın, kişinin dini ve dili ne olursa olsun insanın barış ve huzurunu önceleyen bir inanç olduğunu vurgulayan Öksüz: “Din, insanın ruhunu mutlu, huzurlu ve ferah içerisinde olmasını hedefleyen öğretilere ve yaşam şekillerine sahiptir. Dünyada insanlar ve dinler arasındaki bağlar koptukça, dayanışmanın yerini çatışmalar alıyor. Barış ve huzurun tesis edilmesi ve insanların dünyevileşmesinin karşısında din ortak bir çözümdür” diye konuştu.
Öksüz; barışın tesisinde ulema ve ümeranın ne kadar büyük sorumlulukları varsa, yöneticilerin diplomatik, ulemanın ilmi sorumluluklarının yanında sivil toplum kuruluşlarının da en az onlar kadar sorumluluklarının olduğunu ifade ettiği konuşmasında TİMAV’ın da “bilgi, düşünce ve strateji” üretmek gayesiyle çalışan bir vakıf olarak sorumluluklarını yerine getirme gayreti içerisinde olduğunu söyledi. Uluslararası işbirlikleri olan, ülkesi ve ümmet coğrafyası ile birlikte dünyanın farklı bölgelerinde organizasyonlar düzenleyen, insanlar ve toplumlar arasında iletişim ve etkileşim yolları geliştirmeye çalışan sivil yapılanmaların öneminin son yıllarda çok daha ihtiyaç haline geldiğine değinen Öksüz; “Müslümanlar olarak peygamber efendimizin “Ey İnsanlar” hitabının gereğini yapmada daha fazla gayret gösterilmesinin STK’lar vesilesi ile mümkün olduğunu belirtti.
15 Ülkeden 200 Akademisyen Katılıyor
Sempozyum düzenleme Kurulu Başkanı ve TİMAV Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Muhiddin Okumuşlar da, sempozyuma 15 ülkeden yaklaşık 200 katılımcının geldiğini belirterek, sempozyum kapsamında 32 oturumda 99 bildirinin sunulduğunu aktardı.
Sempozyum kapsamında bildirilerin sunulduğu oturumların yanısıra, açılış ve kapanış panellerinin de bulunduğunu aktaran Okumuşlar, “Kanada, Amerika, İspanya, Türkiye ve Bosna Hersek’ten katılımcılarımız var. Bu bilimsel çalışmaları dinlemeye gelen dünyanın farklı ülkelerinden katılımcılarımızın sayısı da oldukça yüksek” dedi.
NEÜ İlahiyat Fakültesi Dekanı Pof. Dr. Ramazan Altıntaş ise dinlerin temel amacının insanlara mutluluk sunmak olduğunu söyleyerek, “İlahi dinlerin ortak adı İslam’dır. Allah’ın en güzel isimleri arasındaki es-Selam, barış anlamına gelmektedir. Hiçbir din özünde çatışmayı tanımaz” değerlendirmesinde bulundu.
İnsanların mutluluğu ve barışını amaçlayan dinlerin çatışma sebebi olmaması gerektiğini söyleyen Altıntaş, “Müslümanlar, hiçbir zaman doğrudan veya dolaylı olarak İslam’a zorlamamışlardır. Aksine anlatmışlar ve herkesin dinine saygı duymuşlardır. Sempozyum kapsamında temel amacımız, yeryüzünde küresel barış ve adaleti gerçekleştirmektir” dedi.
Saraybosna Üniversitesi İslam Bilimleri Fakültesi Dekanı Hasanovic de 1992-1995 yılları arasında Bosna Hersek’te yaşanan savaş sırasında kuşatma altında kalan Saraybosna’da binlerce insanın öldürüldüğünü anımsatarak: “Bugün Suriye, Libya, Ruanda gibi ülkelerde aynı zulümler yaşanmaktadır. Küresel barışın sağlanması için mücadele etmeyi sürdürmeliyiz” diye konuştu.
Şiddettin uzun yıllar devam ettiğine dikkati çeken Hasanovic, birçok uzman ve araştırmacıyı bünyesinde toplamayı başaran sempozyumun başarılı bir şekilde tamamlanması temennisinde bulundu.
“Barışın Tesisinde Sivil Toplum Kuruluşlarının Rolü” konulu açılış paneli düzenlendi.
Oturum başkanlığını TİMAV Genel Başkanı Ecevit Öksüz’ün yaptığı açılış panelinde ilk konuşmayı Kanadalı akademisyen Prof. Dr. David Goa yaptı. Goa, barışın insanlık için önemine dikkat çektiği konuşmasında dünya üzerinden etkileyici örneklerle savaşın yıkımı ve barışın tesisinin imkanlarına dair çarpıcı tespitlerde bulundu.
ÖNDER Yönetim Kurulu Üyesi Burhanettin Kansızoğlu, ÖNDER Genel Başkanı Halit Bekiroğlu adına sunduğu bildiride İslam’ın barışa verdiği öneme dikkat çekerek, sivil toplum kuruluşlarının olaylar olduktan sonra tepkisel faaliyet yerine öncelikli ve elzem faaliyetlerin, önleyici politikalar geliştirebilme üzerine olması, bunun için strateji geliştirme, raporlama, kamuoyu oluşturma ve gerekli diyalog çalışmaları ile muhtemel sorunlara dikkat çekme gibi yönlendiriciliği olması gerektiğini söyledi. Kansızoğlu, barışın tesisi için çalışan sivil toplum kuruluşlarının mevcut sorunların giderilmesi, iyileştirilmesi için kaosu, spekülasyonları, provokasyonları önleyici çalışmalar için gerekli tüm mekanizmaları harekete geçirici her türlü meşru, şiddete dayanmayan eylem ve faaliyeti sürdürmesi gerektiğini, oyunbozan, önleyici, kalıcı faaliyetlerin öncelik alanı olması gerektiğini vurguladı.
Açılış panelinde konuşan bir diğer isim Bosna Hersek Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Enes Kariç, Bosna Hersek’in yaşadığı mezalim ekseninden değerlendirmelerde bulunarak, dünyanın barışın tesisine duyduğu ihtiyacın çok acil olduğunu söyledi. Bunu gerçekleştirebilecek potansiyelin Müslüman coğrafyalarda bulunduğuna dikkat çeken Kariç, bu noktada sempozyum vb. çalışmaların STK’ların enerjisi ile birleşerek oluşturacağı sinerjinin önemine dikkat çekti.
Açılış panelinin son konuşmacısı olan Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) Genel Başkanı Doç. Dr. E. Sare Aydın Yılmaz, insanlığı tehdit eden savaş ve diğer unsurların milyarlarca insanı sefalete mahkûm ettiğine dikkat çekerek, barış ve kardeşlik eksenli bir anlayışın dünyayı imar edeceğini ifade etti. Bu noktada kadınlara düşen görevlerin de büyük olduğuna dikkat çeken Aydın, kadınların elinin değmediği bir barışın gerçek anlamda mümkün olamayacağını vurguladı.
Saraybosna’da 19-21 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilen sempozyumun kapanış panelinde ise oturum başkanlığını TİMAV Yönetim Kurulu Üyesi ve NEÜ İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Cem Zorlu yaparken; Selçuk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ertan Özensel, Bilim Sanat Vakfı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ahmet Okumuş ve İspanya’dan Antonio Romero Roman bildirilerini sundu.
TİMAV Genel Başkanı Ecevit Öksüz ve NEÜ İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Ramazan Altıntaş’ın teşekkür konuşmaları ile sona eren sempozyumun sonuç bildirisini ise; Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı Pof. Dr. Muhiddin Okumuşlar okudu.
Sempozyum katılımcıları Pazar günü ise Bosna Hersek’in tarihi ve kültürel mekânlarını gezerek ülkeden ayrılacaklar.