Türkiye İmam Hatipliler Vakfı (TİMAV) Genel Başkanı Ecevit Öksüz, 24 Şubat 2017 tarihinde sona erecek olan seçmeli ders belirleme süresi öncesi öğrenci velilerine seslenerek, milli manevi değerlerine bağlı, dini değerlerini özümsemiş bir nesil yetiştirebilmek amacıyla Kuran-ı Kerim, Hz. Muhammed’in Hayatı ve Temel Dini Bilgiler derslerinin seçilmesi için velilere çağrıda bulundu.
Öksüz, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: “Milli Eğitim Sistemimiz içerisinde Cumhuriyet tarihimiz boyunca en çok tartışılan konuların başında üzülerek ifade edelim ki; din eğitimi yer almaktadır.
Din eğitimi tartışmalarının gündemimizden bir türlü düşürülmemesinin kaynağında ise bazı kesimlerin dinden uzak bir nesil yetiştirme zihniyetinin yattığına inanıyorum.
Bu bağlamda Peygamber Efendimizin Hayatı, Kuranı Kerim ve Temel Dini Bilgiler gibi derslerin müfredatımıza seçmeli olarak eklenmesi Cumhuriyet tarihimizde eğitime dair alınmış en önemli kararlardan birisidir. Milletimizin ve evlatlarımızın bu dersleri seçme oranlarına baktığımızda da adımın ne kadar önemli olduğunu, milletimizin değerlerine ve inançlarına ne kadar büyük önem verdiğini görmekteyiz.
Cumhursuz cumhuriyet özlemi çekenler aynı zamanda dinsiz, dinden uzak bir nesil yetiştirmek isteseler de milletimizin evlatlarının bu dersleri seçerek her zamanki gibi en güzel cevabı verdikleri, vermeye devam edecekleri de aşikârdır.
Din, milletlerin birliği, dirliği, gelişimi, medeniyet inşası, kültürü ve ortak ruhi şekillenmişliklerinde en belirleyici unsurların başında gelir. Nüfusunun tamamına yakını Müslüman olan bir ülkede din eğitimi de eğitimin en temel faktörlerinin başında gelmesi gerekir. Bu açıdan bakıldığında seçmeli din derslerinin gençlerimizin seviyelerine uygun olarak tüm okullarımızda zorunlu dersler arasına girmesinin de değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Kaldı ki; bizim dinimiz olan İslam haricindeki dinlere mensup olan kişilerin de kendi dinlerinin eğitimlerini alabilecekleri bir sistem, müfredat ve yaklaşım temel insani hakların başında gelmektedir.
İnsanlığın büyük bir savrulma yaşadığı, sekülerleşmenin, yalnızlaşmanın ve hedonizmin had safhaya ulaştığı bir dönemde insanlığın ve dünyanın yeniden imar ve inşası sahih bir din eğitimi ile daha mümkün hale gelecektir.
Dünyanın birçok bölgesinde gelişen sapkın din anlayışlarının, dine dair FETÖ, DEAŞ ve benzeri unsurların insanları kendi ürettikleri din anlayışları ile aldatamamaları için de alınabilecek en itidalli tedbir sahih bir din eğitiminden geçmektedir.
Tüm bu ve benzer üretilebilecek nedenlerle 24 Şubat tarihine kadar devam edecek olan ders seçimlerinde milletimizi seçmeli din derslerinin seçilmesi hususunda özel bir gayret ve hassasiyete davet ediyorum.
Sağlam bir gelecek, güçlü bir nesil, milli bir eğitim, kültür, inanç ve değerlerine bağlı bir gençlik tahayyül ediyorsak 24 Şubat’a kadar okullarımızla irtibata geçerek bu önemli görevi ifa etmeliyiz. Bir anne babanın evlatları üzerindeki en büyük sorumluluklarından, görevlerinden birisi de evlatlarının akademik başarılarının yanında dinini de öğrenebildikleri bir eğitim fırsatını onlara sunmalarıdır.
Seçmeli ders müfredatı, milletimizin on yıllardır devam eden yoğun talepleri doğrultusunda oluşturulmuş ve içerik itibariyle vakfımızın da ciddi katkılarının olduğu bir süreçte müfredat ve kaynak çalışmaları titiz bir şekilde yürütülmüştür. Milli Eğitim Bakanlığımız, tüm bu çalışmaları yaparak, asıl kaynaklarına dayalı, hurafelerden uzak, sevgi ve ahlak temelli bir din eğitimi ve öğretiminin zeminini hazırlamak ve bu doğrultuda gençlerin milli, manevi ve ahlaki değerlerine bağlı bireyler olarak yetişmesine katkı sağlamak istiyor. Başta velilerimiz olmak üzere, öğretmen ve öğrencilerimize; gençlerimizin geleceklerini inşa edecek, onların fikren ve ruhen sağlıklı bireyler olarak şekillenmelerini sağlayacak, onları gelecekte birçok yanlışlıktan ve gayr-i ahlaki tehlikelerden koruyacak Kur’an-ı Kerim, Temel Dini Bilgiler, Hz. Muhammed’in Hayatı ve Arapça derslerini, seçmeli ders olarak tercih etmelerini önemle ve ısrarla tavsiye ediyoruz.”