İslam’ın üç kutsal mabedinden biri olan Mescid-i Aksa’mızı içinde barındıran Kudüs şehrini, ABD başkanı Trump’ın İsrail’in başkenti olarak tanıdığı karar maalesef yüreğimizi sızlatmıştır. Kudüs, Filistin’in başkentidir ve böyle kalacaktır.
Tam da aynı günlerde İsrail’in Suriye’deki İran askeri üslerini vurması, Suudi Arabistan, Katar, İran ve ABD’de devam eden duruşmalar ekseninden okunduğu zaman bölgede yine büyük bir senaryonun hayata geçirilmeye çalışıldığı görülmektedir. Bu senaryoya engel olacak olan ancak Müslümanların basiret ve feraset nuruyla konuya yaklaşmaları olacaktır.
Mescid-i Aksa’nın ve Kudüs’ün içler acısı durumu ümmetin içinde bulunduğu dağınıklığın bir sonucudur. İsrail; Filistin’i Müslümansızlaştırma üzerine kurduğu zalim politikalarını ancak Müslüman halkların ve yöneticilerin birlik ve beraberliği neticesinde yeniden gözden geçirmek zorunda kalacaktır.
Dünya, barbar bir millet görmek istiyorsa Filistin’deki İsraillilere bakmalıdır. İsrail’in Filistin’de on yıllardır yaptığı zulüm, insanlık tarihinin yüzkarasıdır. Bölgedeki Müslüman ülkelerin konuya sessizliği, Suud-i Arabistan’da verilen İsrail fetvası ve Mısır’ın İsrail ile olan yakın ilişkileri, tüm dünyanın gözü önünde 1948’den bu yana sahneye konulmaya devam eden uluslararası siyonist oyunun detaylarını anlamamamıza yardımcı olacaktır. Bu büyük, kirli, zalim oyunu bozacak olan ise, ümmetin birliği, dirliği ve kardeşliğidir. Türkiye ise, ümmetin bu bağlamda yüzyıllardır hamisi ve öncüsü olmuştur ve bu konuda da olmaya devam edecektir. İnanıyoruz ki, intikam sahibi, her türlü oyunu bozan, tuzak kuranların en hayırlısı olan Âlemlerin Rabbi bu oyunu da bozmamızda yardımcımızdır.
Ülkemize ve milli irademize sahip çıktığımız gibi, İsrail ve ABD’nin hâlihazırdaki bu oyununu da bozacak, tarihi sorumluluğumuzla bizi bekleyen coğrafyalara sahip çıkmaya devam edecek ve o coğrafyalardaki milletlerin beklentilerini boşa çıkarmayacağız inşallah.
Sayın Cumhurbaşkanımızın dönem başkanlığında konu acilen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT)’nın gündemine taşınmalıdır. İİT’ye üye ülkelerin konuyla ilgili tavırlarını net olarak ortaya koymaları kaçınılmazdır.
Kudüs, sadece İslam Âlemi için değil aynı zamanda Hristiyanlar ve Yahudiler için de kutsal mekânların merkezidir. Bu bağlamda milyarlarca Müslümanla birlikte Hristiyanlar da, dünyada toplamda 20 milyonu bulmayan siyoniste, oynadıkları bu kirli oyunda hak ettiği cevabı derhal vermelidir. İsrail’in şımarıklık, vicdansızlık, vandallık ve barbarlığı ile insanlığı ifsat etmesine, insanlığı bunca acının içerisinde büyük bir savaşa sürüklemesine asla izin verilemez.
Sözde dünyanın jandarmalığına soyunan ABD de aldığı bu karar ile İsrail’in siyonist politikalarının oyuncağı olduğunu adeta kanıtlar vaziyettedir. ABD Başkanı Trump, bu kararla ateşe körükle gitmektedir ve niyetini açık bir şekilde izhar etmiştir.
Kudüs ile ilgili İsrail, ABD veya diğer siyonist uşaklarının aldığı karar bizim açımızdan yok hükmündedir.
Bu noktada altını çizerek ifade etmek istediğimiz bir husus da şudur: İmam Hatip nesli, Kudüs ve Mescid-i Aksa için her türlü mücadeleye, her zaman hazırdır. Kudüs yeniden ümmet ve insanlık için “selamet yurdu” oluncaya kadar mücadelemiz sürecektir ve bu yolda asla gözümüzü budaktan esirgemeyeceğiz.