Genel Başkanımız Ecevit Öksüz, Yeni Şafak Gazetesi Düşünce Günlüğü sayfası için Kazım Güleçyüz’ün İmam Hatipleri hedef alan talihsiz açıklamalarını değerlendiren bir yazı kaleme aldı. 07.09.2017 tarihinde yayınlanan yazıya aşağıdan ve Yeni Şafak Gazetesi web sitesinden ulaşabilirsiniz.
CHP’nin sözde Adalet Kurultayı’nda İmam Hatip Okullarımıza ve İmam Hatiplilere haddi aşan şekilde ithamlarda bulunan Yeni Asya Gazetesi Genel Yayın Müdürü Kazım Güleçyüz’ü esefle ve şiddetle kınıyoruz.
Sayın Güleçyüz’ün sosyal medya hesabından “İmam Hatip Camiasını Tenzih Ediyoruz” yaklaşımıyla paylaştığı özür mahiyetindeki açıklamalarını da “özrü kabahatinden büyük” olarak nitelendiriyoruz.
İmam Hatip Okulları kurulduğu tarihten bu yana; gerek sözde adalet kurultayı yapan siyasal partinin gerekse kendi dar kalıpları ve hizipleri içerisine hapsolmuş, İslami referansları kullanarak kendilerini İslam dışı hatta İslam düşmanı yapılanmaların oyuncağı haline gelmiş kesimlerin hedefinde olmuştur.
Aziz milletimiz ve bu milletin vicdanında büyük bir değeri haiz olan İmam Hatip Okulları, yaşadığı en zor dönemlerde dahi yine milletimizce korunmuş, kollanmış ve bugünkü ihtişamlı günlerine onur ve vakar ile ulaşmıştır.
Bugüne kadar İmam Hatip Okullarını hedef alan yapılanma, girişimler ve bunların aktörlerinin özelliklerini incelediğimizde görüyoruz ki; bu kesimler ya dinimiz İslam, milletin değerleri ve kadim medeniyet birikimimiz ile kavgalı olanlar ya da İslami referanslar ile hareket ederek İslam’a, milletin değerlerine ve kadim medeniyet birikimimize içeriden zarar vermek üzere görevlendirilmiş işbirlikçi maşalardır. Tarihleri boyunca zalimlerle dayanışma, mazlumlar ve kendi milleti ile çatışma içerisinde olan, (gülen ve güleçyüzlü!) işbirlikçilerin niyetleri ve hedefleri milletin ve ümmetin nezdinde net bir şekilde deşifre ve ifşa olmuşlardır. Hak ve hakikat ehli, derin irfan ve vicdan sahibi, temiz niyetli hiçbir kardeşimizi kandıramayacak, din adına insanları aldatamayacaklardır.
Kuran, sünnet ve kadim islam eserlerinden beslenmek yerine tek bir kaynağa ve bu kaynağın temsilcisi hüviyetinde olan kişilerin görüş ve yaklaşımlarına akıl ve gönüllerini ipotek veren bu kesimler ile din ve dindarlar ile bitmek tükenmek bilmeyen düşmanlıklarıyla adeta Kabil’in torunları olan kesimlere baktıkça; İmam Hatip Okullarının ne kadar isabetli kurumlar olduğunu, milletin ve ümmetin ortak değeri niteliğini taşıdığını, sahih din eğitimi bağlamındaki gerekliliğini bir kez daha görüyoruz.
İmam Hatipler, milletin öz değerleri ile barışık bir şekilde hem dini, hem fenni ilimleri tahsil ederek, zihnini ve gönlünü hiçbir gruba, hizbe kiraya vermeyen, özgüveni yüksek, eleştirel ve nesnel düşünebilen ve meselelere İslam nokta-i nazarından bakabilen nesiller yetiştirmek hedefindeki okullarımızdır. Bu ithamlar ve düşmanlıklar, İmam Hatiplileri asla üzmemekte, yıldırmamakta, hedeflerinden çevirmemekte; tam aksine daha hakkaniyetli, daha adil ve daha barışçıl bir dünya için gayrete getirmektedir.
Bu bağlamda, Sayın Güleçyüz’ün haddi aşan ifadelerinde yer bulan “İmam Hatiplerin içi boşaltılmıştır”, “içi boş dindarlık” gibi tanımlama ve yargıların İmam Hatip Okulları ve İmam Hatiplilerden çok kimleri anlatır nitelikte olduğu aşikardır ve milletimizin taktirlerindedir. İmam Hatip Okullarının militan yetiştirdiği söylemi de sadece Güleçyüz’ün değil, din ve dindarlık düşmanlığı içerisinde bulunan tüm kesimlerin ortak söylemidir. Kimlerin militan yetiştirdiğini ise 15 Temmuz 2016 gecesinde milletimiz net bir şekilde görmüş, asıl militanlara hadlerini de en ağır şekilde bildirmiş, milli iradenin temsilcileri eliyle de bildirmeye devam etmektedir.
Yine Sayın Güleçyüz’ün haddi aşan ifadelerinde yer alan “arka bahçe” tanımlaması İmam Hatip nesli tarafından kabul edilebilecek bir tanımlama asla değildir.
İmam Hatip Okulları eğer bir bahçe olarak tanımlanacak ise; hakk ve hakkaniyete ram olmuş, İslam ümmetinin ve dünya mazlumlarının dertleriyle dertlenmiş, insanlığın ortak iyiliği için zalimlere karşı dimdik duran gönüllerin ve inancın “has bahçesidir”. O bahçede; zalime gülen, güleçyüzle muamele eden, mazluma sırt çeviren nesiller değil, din adına insanları sömüren aktörler değil; inanç ve değerlerine sahip, çelik yürekli, güçlü iradeli, sapa sağlam duruşlu hakikatli nesiller yetişir, yetişmektedir.
O “has bahçe”de yetişen yüreklerin en nadidelerinden bir tanesi de İmam Hatipliliği, millete, ümmete ve insanlığa hizmetleriyle onur duyduğumuz Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır. Sayın Cumhurbaşkanımız ve milyonlarca yol arkadaşı ile aynı bahçede yetişmiş olmaktan, aynı davaya hizmet etmekten onur duyduğumuzu bu vesile ile bir kez daha ifade etmek isteriz.
Sayın Güleçyüz’ün haddi aşan beyanlarında yer alan bir diğer tezvirat da; İmam Hatip dayatması olmuştur. Bu tezvirat da; yine sadece malum şahsın değil sözde adalet arayan CHP zihniyetiyle ortak söylemleridir. Milletimiz net bir şekilde bilmektedir ki; hiçbir yerde İmam Hatip dayatması diye bir şey söz konusu olmadığı gibi imam hatiplilik ile dayatma sözcükleri dahi yan yana anılamaz bir gerçektir. İmam Hatip Ortaokulu ve liselerinde eğitim görmek istemeyen hiçbir evladımız ne bu okullara mecbur bırakılmakta ne de zorla tutulmaktadır. Diğer taraftan eğitimde fırsat eşitliği çerçevesinde yapılan düzenlemeler ile birlikte İmam Hatip Okullarında okuyarak hem dini hem fenni ilimleri öğrenmek isteyen hiçbir vatan evladı da bu haktan mahrum bırakılamaz. Açılan yeni İmam Hatip Okulları net olarak talep ve hakkın yerine getirilmesinden ibarettir. Bu gerçeği bir dayatma olarak ifade etmek; tarihi boyunca hiçbir dayatmaya, zulme ve ihanete boyun eğmeyen milletimize hakaret etmekten öte bir şey değildir.
Milletimizin teveccühü ile açılan her bir İmam Hatip Okulu yine milletimizin evlatlarının teveccühü ile her geçen gün hem nicelik hem nitelik bağlamında çıtasını yükseltmektedir. Açılan yeni okullar ile İmam Hatiplerin kalitesinin düştüğünü ve içinin boşaldığını ifade etmek de aynı şekilde milyonlarca vatan evladına hakaret ve tahkir hükmündedir. Zira okulların kalitesinin düştüğünü söylemek aynı zamanda bu okullara kaydolan evlatlarımızı da kalitesizlikle itham eden en hafif ifadeyle millete şaşı bakan bir zihin yapısının göstergesidir.
Sayın Güleçyüz ve onun paralelinde düşünen zihin yapılarından beklentimiz özür dilemekten öte; kirli sözleri ve akılları ile İmam Hatipleri, İmam Hatiplileri ve muhibbanını dillerine dolamamaları, İmam Hatipler üzerinden milletin değerlerine saldırmaktan vazgeçmeleri, akıl ve gönüllerini ihale ve ipotek ettikleri merkezlerden bir an önce kurtularak hakkaniyete ram olmaları, Allah ve resulünün ipinden başka kirli iplere sarılmamalarıdır.